Oğuzhan Başkurt Sensei ve kıdemli öğrencilerinin Japonya seyahatindeki son durakları başkent Tokyo idi. Tokyo dünyanın en büyük ve kalabalık şehirlerinin başında gelen Tokyo şehircilik ve planlama anlamında kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir yer.
Kısaca Tokyo’yu anlatalım…
Şehrin merkezinde hendekler ve geniş bahçelerle çevrili İmparatorluk Sarayı yer alır. Sarayın doğusunda, Japon iş dünyasının merkezi olarak nitelendirilen Maranouçi semti bulunur; kuzeydoğusunda ise pek çok üniversitenin ve basımevinin bulunduğu Kanda semti uzanır. Resmi binalar sarayın güneyindeki Kasumigaseki semtinde toplanmıştır. Milli parlamento binası ise Kasumigaseki’nin batısındadır. Dünyaca meşhur bir alışveriş merkezi olan Ginza semti şehrin doğu kesimindedir. Tokyo’nun mimarisi iki veya üç katlı ahşap evlerden, Meiji döneminden kalma taş yapılara ve beton veya çelikten yapılmış gökdelenlere kadar değişen bir çeşitlilik gösterir. Japonya’nın başlıca ibadet merkezi olan Meici Tapınağı bir milli abide olarak kabul edilir.
Aikikai’deyiz…
Aikido’nun bir nevi dünyadaki zirvesini oluşturan Aikikai Hombu Dojo dünya’nın en büyük ve prestijli aikido okulu.
Aikido için çıkılan yolculukta Aikikai Hombu Dojo’ya (Dünya Aikido Merkezi) kadar gidipte aikido çalışmamak tabiki düşünülemez. Oğuzhan Sensei ve kıdemli öğrencileri Aikido sanatının kurucusu Morihei Ueshiba’nın torunu şimdiki Doshu Moriteru Ueshiba ile çalışma fırsatı yakaladılar. Çalışmadan sonra Doshu Moriteru Ueshiba ile tanışıldı ve o günün anısı için fotoğraf çektirildi. Diplomalarımızı aldığımız kurumda aikidonun merkezinde olabilmek ve kurumun başkanı ile tanışabilmek Oğuzhan Sensei için son derece mutluluk verici bir gelişme oldu.
Aikikai – Dünya Aikido Merkezi
Doshu Moriteru Ueshiba