Başarılı seslendirme sanatçısı ve tiyatro oyuncusu Rüzgar Aksoy Aikimode Aiki Akademi’de Aikido eğitimi alıyor. Güneş Gazetesi Rüzgar Aksoy’la Aikido temalı bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajın ayrıntılarını aşağıdan okuyabilirsiniz.
RUHUMU DİNLENDİRMEK İÇİN AİKİDO YAPIYORUM
Adanalı dizisinden tanıdığımız başarılı tiyatrocu Rüzgar Aksoy, “entel karatesi” olarak nitelendirilen Aikido yaparak iç dünyasını aydınlattığını söylüyor. Aksoy: Aikido sayesinde ?an?ı yaşıyorum, olayları daha geniş açıdan görebiliyor, ruhumun dinlendiğini hissediyorum.?? diyor.
Adanalı dizisinde “Ferruh” karakteri ile tanıdık Rüzgar Aksoy’u son olarak da ?Annem Uyurken? adlı dizide gördük. Ağırlıklı olarak seslendirme yapan Rüzgar Aksoy ruhunu dinlendirmek için haftanın neredeyse beş günü Aikido yapıyor. Onu bir yıldır eğitim aldığı Aikimode Aiki Akademi?de yakaladık. Aikimoe Aiki Akademi baş eğitmeni Oğuzhan Ulvi Başkurt Sensei ile eğitim yaparken izleyip, görüntü aldığımız Rüzgar Aksoy ile sonrasında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İşte sohbetimiz:
Bu sezon nasıl geçti, neler yaptın?
Bu sezon üç tiyatro oyununda birden yer aldım. İlki; Bekir Aksoy ve Hakan Gerçek ile birlikte rol aldığımız ?Sanat? adlı oyundu. Bu oyundaki rolümde, 17. Yapı Kredi Afife Jale Tiyatro Ödülleri?nde, ?Yılın En Başarılı Komedi/Müzikal Yardımcı Erkek Oyuncusu Ödülü?ne layık görüldüm. Diğer oyunum, Caner Kurtaran ve Sinem Öztürk ile birlikte oynadığımız ?Sadece Bir Hafta? adlı komediydi. Bir diğeri de, Ayten Uncuoğlu il birlikte yer aldığımız ?Tennesse Williams?ın Çöküş Üçlemesi? adlı oyundu. Şimdi de bir film projesi var, otistik çocuklarla ilgili, Ağustos ayında Mardin ile İstanbul arasında çekimleri olacak. Ben otistik çocuğuna yürekten bağlı bir baba rolünde olacağım
Dizilerde şimdiye kadar hiç başrolün olmadı. Sence neden olmadı? Ne zaman olur?
Ben esasında seslendirme yapıyordum. Avatar, Felekten Bir Gece, Alacakaranlık Efsanesi, İlk Yenilmez: Kaptan Amerika, Salgın Afacan ve Kurbağa Surat, Müzede Bir Gece 2 gibi filmlerin seslendirmesinde yer aldım. Altı yıl önce de tesadüfen oyunculuğa başladım. Bu konularda acelem yok, sürekli eğitim alıyorum. Inşaatta şarkı söylerken keşfedilmiş gibi oldum. Adanalı?daki karakterimle hatırlanıyorum o imajı kırmak istiyorum ama şimdilik olmadı. İlla ki bir başrol beklentim yok ama zor bir karakteri canlandırmak istiyorum. Öyle bir karakter olsun ki kırılma noktaları olsun. Benim kendimde tanımadığım bir tarafımı ortaya çıkartacak bir rol olmasını istiyorum. Mesela Sende gitme dizisinde psikolog rolündeydim Freud?u kitaplarını okudum o bana bir şey kattı. Ya da Karakol?da polis Yunus karakterini canlandırırken polisler hakkında bilgi sahibi oldum. Türkan dizisinde Doğu insanını, Doğu kültürünü öğrendim. Ben oyunculuğa idealist bakıyorum. Canlandırdığım her karakter bana bir şey katıyor.
Seslendirme yaparken neler hissediyorsun?
Adını Feriha Koydum’da Emir’in seslendirmesini yaptım. Herkül’ü, Lost’ta Jack’i konuştum. Oyunculuk organik olmalı. Dublaj yaparken de doğallıktan yanayım, karakteri konuşurken onun duygusuna yaklaşmak benim hoşuma gidiyor Benim sınırlarımı genişletiyor. O gülerken bende onun gibi keyifli gülebiliyorsam başarılıyım demektir.
Canlandırdığın karakter senin özel hayatını da etkiliyor mu? Karaktere kendini kapatır mısın?
Bence o oyuncuların keyif aldığı bir nokta, oyun oynuyorlar. Kesinlikle canlandırdıkları karakterden etkilenip günlük hayatta o şekilde davranmaları mümkün değil. Bu kolaycılığa kaçmak. Karaktere kendini kaptırmak diye bir şey olamaz. Tiyatroda ağlayan bir oyuncunun oyun bitip selam verirken bile duygusal halini sürdürmesi de saçma.
Üniversiteyi bitirdiğinde hayalin neydi?
Radyoculuk yapıyordum, geleceğe dair tek isteğim yazar olmak, bir şeyler karalamaktı. Fakat hayat beni buraya sürükledi. Garsonluğu merak edersem gidip garsonluk yapamaya başlayabilirim. Şimdi de denemeler yazıyorum. Bir sinema filmi senaryosu yazıyorum şu aralar. Kimseye bir şey kanıtlama derdim yok.
Aikido ile tanışman nasıl oldu? Sana katkıları neler?
Dublajdan tanıdığım bir arkadaşım Aikido?yu önerdi. Akademideki hocalarım da Aikido?nun sanatçılar için çok faydalı bir spor dalı olduğunu söylemişti. Bu sporu yaparken etkiye tepki çok önemli. Vücüt beden farkındalığını uyandırıyor. Hepimiz düşüyoruz, ?düştüğünde kalkmayı öğrenmek lazım? felsefesi beni çok etkiledi. Ruhsal bir sakinlik oluyor. Şehrin bana yüklediği stresi atıyorum burada. Hakama seviyesine gelene kadar bu sporun peşini bırakmayacağım.
Bir kadında hangi özellikleri ararsın? Güzel kadın tanımın nedir?
Bence kadınlar çok güçlü! Onlar durmayı biliyor, dünyayı daha iyi anlayabiliyor. Erkekler gibi hayalperest değiller. Süreç odaklı yaşıyorlar, erkekler biraz daha sonuç odaklılar. Dolayısıyla hayatlarını zenginleştirebiliyorlar. Zaten benim için erkeğin hayatını zenginleştiren, ona yeni kapılar açabilen güzel kadındır. Erkek dışarıda hırslıysa onu çekip o dünyadan çıkartabilen kadın gerçekten güzeldir.
Aynı zamanda kendi gerçekliğini karşı tarafa kabul ettiren kendi gerçeğinden, zevklerinden vazgeçmeyen kadın da güzeldir. Bazı kadınlar birlikte olduğu kişinin tuttuğu futbol takımını tutuyor, onun sevdiği filmlere gidiyor, onun zevk aldığı yerlerde bulunuyor. Böyle olmamalı. Herkesin kendi zevkleri olmalı. Kendi içindeki güzellikleri keşfedip, karşı tarafa bunu yansıtabilecek kadın güzeldir.
EGO OYUNCUNUN DÜŞMANIDIR
Ego kendinle savaşındır. Başkalarına gösterdiğinde bir anlamı yoktur. İnsanın üç tane kabuğu vardır: Birincisi ego. İkincisi kırılganlık tarafın, çaresiz hissettiğin şeyler. Üçüncüsü ve en dipteki nokta da çocuk yanımız. Tiyatroda çocuğa ulaşabildiğinde başarılı olursun. Oyuncuya ego zarar verir. Oyuncunun çocuk yanı ağır basmalı, egolara kapalı olmalı. Bütün merakını öldürür insanın egolar, seni sınırlar.
AİKİDO İLE ANI YAKALIYORUM
Aikido tarzı sporlar insanı ?an?a getiriyor. Bir oyuncu için ?an? önemlidir. Beden farkındalığıyla anda olduğun zaman doğaçlama bir tepki verince bu sahnede işe yarıyor. Sağımdan bir araba geçtiyse onu yok sayamam. Senaryoda yazmıyordur ama o an öyle bir durum gelişmiştir. Tetikte olmak gerekiyor. İç dünyamı aydınlatıyor. Beni durduruyor, kabullenmemi, karşımdaki kişiyi, karşımdaki dünyayı görmemi sağlıyor.